Afrika’nın Kültürel Zenginlikleri

Afrika kıtası, binlerce yıldır farklı etnik gruplar, diller, gelenekler ve yaşam tarzlarına ev sahipliği yapıyor. Çeşitli yerel geleneklerin, dillerin, dinlerin ve yaşam tarzlarının birleşmesiyle oluşmuş bu zengin kültür, bölgede yaşayan köklü medeniyetlerin miraslarını da barındırıyor. 21 yy. Afrika’sı eski mirasını korumaya devam ederken, değişime ayak uyduruyor. Müzikten,dansa,heykel sanatından,sinemaya her alanda zengin kültürünü korumaya ve yaşatmaya devam ediyor.
Heykel ve Maska Sanatı
Heykel sanatı, daha çok Batı ve Orta Afrika’da, ahşap, metal ve taş gibi doğal malzemeler kullanarak yapılagelmiştir.Heykellerde genellikle insan figürü kullanılır ve yerel inanışların ritüellerinde kullanılırdı.Günümüzde dünyanın pek çok yerinde afrika heykel ve maskeleri dekor olarak kullanılmakta.
Sahra Altı Afrika’da önemli yer tutan maskeler genellikle ahşaptan ve kilden yapılıyor.Törenlerde kullanılmak için hazırlanan maskeler hem Afrika sanatının hem de ritüellerinin bir parçası. Maskeler Sömürge öncesi dönemde pasaport işlevi de görmekteydi. Kişinin sosyal konumu, yaptığı işin ne olduğunu maskenin üzerine işlenmiş motif ve renginden anlaşılırdı. Günümüzde hala ritüel danslarında kullanılmakla beraber Afrika kıtasının turistik hediyeleri arasında yer almakta.
Afrika kültürü denilince akla gelen bir diğer şey ise rengarenk kumaşlar. Sahra Altı Afrika’da yerli halklar bölgeye uyumlu materyalden ürettikleri doğal lifli kumaşlarla başlayan bu tekstil serüveni, günümüzde hala sürmekte.Rafya,Togu,Kente,Ndop gibi kumaşlar geçmişte seçkin kimseler için üretilse de günümüzde böyle bir ayrım söz konusu değil.Sahra Altı Afrika halklarının geleneksel kıyafetlerinin rengarenk olmalarının yanı sıra her renk farklı anlamları temsil ediyor.Ülkeden ülkeye değişmekle birlikte mavi huzur,siyah yas ve olgunlaşmayı,altın kraliyeti,beyaz arınmayı,yeşil ise kalkınmayı temsil ediyor. Kumaşlarda kullanılan desenler de farklı anlamlar taşıyor.
Ülkelere özgü geleneksel kıyafetlerden ;Boubou,Kabba,Pagne,Bubuk,Umbacho,İzocolo gibi kıyafetler daha çok özel günlerde tercih edilmekte.
Kuzey Afrika ülkelerinin geleneksel kıyafetleri, tıpkı Sahra Altı Afrika’da olduğu gibi halkın kimliğini yansıtmaktadır.İklim koşulları ve inançlarının şekillendirdiği giyim tarzı günlük hayatta hala korunmakta.Fas geleneksel kıyafeti olan Cellab’lar erkeklerin günlük hayatta kullandığı geniş uzun elbiselerdir, kadınlarda aynı şekilde uzun elbiseler tercih ederler. Fas’ın geleneksel aksesuarı olan Fes genellikle yaşlılar tarafından hala kullanılmakta.
Tunus geleneksel kıyafetleri altın takılarla birlikte özel günlerde tercih ediliyor. Çeçya ismi verilen başlıkta Tunus’ta genellikle erkekler tarafından kullanılsa da kadınlar tarafından da tercih ediliyor
Genel olarak Kuzey Afrika ülkelerinin geleneksel kıyafetleri benzerlik göstermekte. Kadınlar geleneksel kıyafetlerini altın veya gümüş takılarla süslerken,erkekler geçmişten kalma bir adet olan kılıç ve ya hançer takmakta.
Afrika kıtasında mutfak kültürü bölgeler arasında farklılık göstermektedir. Kuzey Afrika bölgesinde arap mutfağı hakim iken, bu bölgede öne çıkan ülkeyse Fas. Et ve hamur işi ağırlıklı Fas mutfağının yemeklerin yanı sıra günlük hayatta sıkça tükettikleri Ata olarak adlandırılan, taze nane çayı ile tanınıyor.
Sahra Altı Afrika ülkelerinin yöresel yemekleri, et ve sebze ağırlıklıdır.Genel olarak her ülkede güveç tarzında farklı isimlerle adlandırılan bir yemek mevcut, bunlardan biri de Nijerya’nın Shisa Nyama’sıdır.
Güney Afrika ülkesi,Asya ve Avrupa mutfağından esintiler taşıyor. Özel günlerde timsah ve deve kuşu etiyle pişirilen yemekler ve neredeyse her sofrada olması muhtemel Chakalaka yer alıyor.
Afrika coğrafyasının en önemli ürünü kahve; ilk olarak Etiyopya’da ortaya çıkan bu bitki,Yemen’e oradanda neredeyse bütün arap ülkelerine yayıldı. Farklı demleme yöntemleri ile hazırlanan kahve Arap dünyasında oldukça benimsendi. Günümüzde tüm dünyanın günlük olarak tükettiği bu gıda’nın anavatanı Afrika’dır. Kahve üretimi noktasında sırasıyla,Etiyopya,Uganda,Fildişi Sahili,Kenya,Kamerun,Tanzanya, Afrika kıtasında kahve üreten ülkeler arasında.
Sahra Altı Afrika halkının Avrupa ve Amerika’ya köle olarak götürülecekleri zaman, yanlarına müzik aletlerini almak istemeleri,onlar için müziğin ayrı bir yeri olduğunu açıkça ortaya koyuyor.Müziğin bu kadar önemli olduğu kıtada enstrümanların çeşitliliği kaçınılmaz oluyor;Kordofon,ksilofon,kora,balafon,kalangu gibi sayılabilecek pek çok müzik aletine sahip. Sahra Altı Afrika’da müzik ritüellerin ayrılmaz bir parçası. Genellikle grup olarak icra edilen müziklere, çevredeki insanlar bedenleri ile ritim tutarak (el çırpma,ayak ile ritim tutma vs.)eşlik eder. Ritüel müzikleri o anın coşkusu ile doğaçlama olarak da üretilebilir.
Afrika halkı için müzik, kendini ifade edişin en estetik hali olarak karşımıza çıkıyor. Amerika’ya köle olarak getirilen Batı Afrika’lı insanların esaretlerini, dünyaya duyurma aracı olarak kullandıkları Jazz ve Blues günümüzde müzik akımları arasında önemli bir yere sahip. Jazz başlarda trompet ve klarnet ile icra edilirken sonrasında piyano ve saksafonun eklenmesiyle son halini aldı. Blues ise gitar,piyano ve mızıkayla çalınan Jazz’dan farklı olarak vokalin Afro-Amerikan insanların hikayelerini aktardığı bir müzik türüdür.
Kuzey Afrika’ya baktığımızda müziğin burada doğu-batı sentezinin bir ürünü olduğunu görüyoruz. Bölgede yaygın olarak kullanılan enstrümanlar; def,mizmar,genbri,ud,rebab ve davul.
Kuzey Afrikada müziğinin en önemli iki türü; Rai ve Gwana. Rai, geçmişi Cezayir bedevilerine kadar dayanan ve günümüze yaklaştıkça,protest gençlik müziği olarak bilinen,yöresel ritimlerin yer aldığı,geleneksel enstrümanlardan ziyade synthesizer ve klavye kullanılan bir müzik türüdür.En bilinen temsilcisi Chep Khaled’dir.
Gwana, köle tüccarlarının Fas’a getirdikleri halkın adı,bu halk Sıntir ve zillerle icra ettikleri müziklerini müslüman olduktan sonra, zikir olarak yeniden yorumladılar. Her yıl ‘‘mevsim’’ olarak adlandırdıkları buluşmalar düzenlenir.Ritüel için zikir halkaları kurulur ritmik hareketler ve müzik eşliğinde bir tören gerçekleşir.
Arap müziğinin bülbülü olarak bilinen Ümmü Gülsüm, Mısır’ın ve arap dünyasının en önemli sanatçılarından ve kültürel mirasın temsilcilerinden biri olarak kabul ediliyor.
Müziğin son derece etkili olduğu Afrika’da dans, ondan ayrı düşünülemez.Sahra Altı Afrika’da danslar eğlencelerin yanı sıra dini ve yerel ritüeller için de kullanılıyor.Savaş,erişkinliğe geçiş,ayin,aşk,karşılama,atalar ruhunu onurlandırmak adına farklı figürlerin yer aldığı, geleneksel kıyafetler ve her dansta olmamakla birlikte maskelerin kullanıldığı seremoniler gerçekleşmektedir.Genellikle orta Afrika bölgesinde halk, özel günlerde vücutlarına doğal boyalarlavücütlarını boyarlar.Vücutlarına boyalarla yaptıkları çizimlerin her bir farklı anlamlara sahip olmakla beraber insanların sosyal alandaki rollerini de temsil eder.
Kuzey Afrika dans kültürü; çoğunluğu müslümanlardan oluşan bu bölgede, daha çok erkeklerin icra ettiği bu sanat, geleneksel kıyafet giyilerek özel günlerde sergileniyor. Fas’ta ‘Tavarık’ olarak bilinen bedevilere ait olan ‘‘Takuba Ağar’’ dansı, kazanılan zaferler anısına, erkeklerin yöresel kıyafetler giyerek ve kılıç kuşanarak gerçekleştirdikleri bir savaş dansı.
Direniş ve mücadelenin sembollerinden olan Cezayir ‘Barut’ dansı. Bu dans genellikle erkeklerin icra ettiği, yöresel kıyafetlerin giyilip tüfeklerle müzik eşliğinde gerçekleşen bir dans türü. Çöl ortamında gerçekleşen danslarda tüfeklerle ateş edilirken şehirde bu tercih edilmiyor.
Mısır’da ‘Tennure’ denilen, mevlevi geleneğinin bir ürünü olan bu seramoni esnasında gerçekleşen dansa, ‘Sema’ denir. Bu seramoni gerçekleşirken giyilen,Tennure isimli kıyafet genelde beyaz olarak kullanılsa da, Mısır’a özgü olarak farklı renkler içerir ve her renk farklı bir anlamı simgeler.
Edebiyat alanında kıymetli yazarlara sahip olan Sahra Altı Afrika’da nobel alan ilk siyahi yazar Nijerya’lı Wole Soyinka, kadın yazar ise Güney Afrika’lı Nadine Gordimer’dir. 2021 yılında, edebiyat alanında Nobel ödülü alan ikinci siyahi yazar ise Zanzibar’lı Abdulrazak Gurnah oldu.
Kuzey Afrika edebiyatı denilince, nobel ödülü almış ve dünya listelerinde uzun süre yerini koruyan yazarlardan Cezayir’li Albert Camus ve Mısır’lı Necip Mahfuz’un eserleri öne çıkıyor. Albert Camus’un ‘Yabancı’ isimli romanı günümüzde en çok okunan kitaplar listesinde bulunuyor. Necip Mahfuz edebiyat alanında ödül alan ilk müslüman ve tek arap
yazar ünvanına sahip. Nezip mahfuz çok sayıda hikaye ve 34 roman kaleme aldı ve birden fazla eseri filmlere konu oldu.
Yedinci sanat olarak bilinen sinema, insanların anlatma ihtiyacından doğmuştur.Müzik,edebiyat ve dans gibi bir ifade şekli olan sinema üretildiği ülkeyi temsil eder. Afrika da sinema 2000’li yılların başından bu yana gerek teknik, gerekse kurgusal anlamda hızlı bir gelişme gösterdi.Afrika ülkelerinin başka ülkelerle ortak ürettiği filmlerin yanı sıra,tek başlarına ürettikleri filmlerin son dönemde sayısı artmakta.
Afrika ülkelerinde gerçekleşen çeşitli film festivalleri, Afrika film sektörünün hızla yükselmesinin bir sonucudur. Kuzey Afrika’da öne çıkan ülkeler Cezayir ve Mısır olsa da Fas,Tunus ve Sudan sinemasının gösterdiği gelişim göz ardı edilemez.