ANALİZDOĞU AFRİKAEKONOMİHABERLERPOLİTİKA

Doğu Afrika’nın Yükselen Dinamikleri: Ekonomi, Güvenlik, Diplomasi ve Sürdürülebilir Kalkınma

Bölgenin geleceği, yalnızca ekonomik politikalarla değil aynı zamanda güvenlik ve diplomatik iş birlikleriyle şekillenecektir. Uluslararası toplumun ve bölgesel aktörlerin iş birliği içinde çalışması, Doğu Afrika’nın daha istikrarlı ve parlak bir geleceğin şekillenmesine yardımcı olacaktır. Doğu Afrika, sorunlarına rağmen Afrika’nın geleceğini şekillendirecek en önemli bölgelerden biri olmaya adaydır.

Doğu Afrika; ekonomik büyümesi, zengin doğal kaynakları ve stratejik konumuyla uluslararası arenada giderek daha fazla ilgi çeken bir bölgedir. Kenya, Tanzanya, Etiyopya, Uganda ve Ruanda gibi ülkeleri kapsayan bu coğrafya hem büyük fırsatlara hem de çeşitli zorluklara sahiptir. Bölgenin geleceği ekonomik kalkınma, askerî ve siyasi istikrar, uluslararası diplomasi ve enerji dönüşümü gibi dinamiklerle şekillenmeye devam edecektir. Bu yazıda Doğu Afrika’nın mevcut durumu ve gelecekteki potansiyelini kapsamlı bir şekilde değerlendirilecektir.

Ekonomik Büyüme ve Sürdürülebilir Kalkınma

Doğu Afrika, Sahraaltı Afrika’da ekonomik büyüme açısından en dikkat çeken bölgedir. Dünya Bankasının 2023 verilerine göre bölge ülkeleri yıllık ortalama %5’in üzerinde bir büyüme oranına sahiptir ve bu kıta genelindeki en yüksek oranlardan biridir. Bu büyümenin temel dinamikleri arasında tarım, altyapı projeleri ve hizmet sektörü yer almaktadır. Özellikle Kenya ve Tanzanya, bölgesel ekonomik merkezler olarak öne çıkmaktadır.

Tarım sektörü, bölgedeki nüfusun %70’inden fazlasını istihdam etmekte ve GSYH’nin %25’ine katkıda bulunmaktadır. Kahve, çay, tropikal meyveler ve çiçekçilik başlıca ihracat ürünleridir. Ancak tarımsal üretim; iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması ve modern tarım tekniklerine erişimdeki sınırlılıklar nedeniyle değişkendir. Bölgenin kalkınması için tarımsal üretimin modernize edilmesi ve sürdürülebilir yöntemlerin teşvik edilmesi gerekmektedir.

Altyapı yatırımları, ekonomik büyümenin diğer bir önemli unsurudur. Çin’in “Kuşak ve Yol Girişimi” kapsamında finanse ettiği projeler, bölgenin ticaret kapasitesini artırmıştır. Örneğin, Kenya’daki Standard Gauge Railway (SGR), Nairobi’yi Mombasa Limanı’na bağlayarak hem yerel hem de uluslararası ticareti hızlandırmıştır. Ancak bu tür projeler, borç yükünün artmasına ve dış bağımlılığın derinleşmesine neden olabilmektedir. Bölgenin ekonomik kalkınmasının sürdürülebilir olması için altyapı projelerinin uzun vadeli ekonomik fayda sağlaması kritik önemdedir.

Güvenlik ve Askerî Dinamikler

Doğu Afrika, güvenlik açısından çok yönlü bir yapıya sahiptir. Somali’deki eş-Şebab örgütü, bölgedeki istikrarı tehdit eden en önemli unsurlardan biridir. Kenya ve Etiyopya, bu tehdide karşı askerî operasyonlara öncülük etmektedir. Afrika Birliği’nin barış gücü misyonu AMISOM, Somali’de güvenliği sağlamada önemli bir rol oynasa da kalıcı bir çözüm üretmekte zorlanmaktadır. Eş-Şebab’ın bölge genelindeki saldırıları, yalnızca askerî bir sorundan ziyade, yoksulluk ve genç işsizlik gibi sosyoekonomik faktörlerin de bir sonucu olarak görülmelidir.

Deniz güvenliği, bölgenin diğer önemli bir gündem maddesidir. Aden Körfezi ve Hint Okyanusu, küresel ticaretin %20’sinden fazlasına ev sahipliği yapan stratejik deniz yollarıdır. Ancak korsanlık faaliyetleri, bu rotaların güvenliğini tehdit etmektedir. Uluslararası deniz kuvvetleri, bölgedeki korsanlık faaliyetlerini azaltmak için operasyonlar yapıyor.

Bununla birlikte yerel balıkçılık sektörünün desteklenmesi ve kıyı bölgelerindeki ekonomik kalkınma projeleri, deniz güvenliğini artırmada uzun vadeli bir senaryo olarak öne çıkmaktadır.

Etiyopya ve Sudan gibi ülkelerdeki iç çatışmalar, mülteci akınlarına ve insani krizlere neden olmaktadır. Örneğin Etiyopya’nın Tigray bölgesindeki iç savaş, 2 milyondan fazla insanı yerinden etmiş ve uluslararası toplumu harekete geçirmiştir. Bölgesel barışın sağlanması, yalnızca askerî müdahalelerle değil aynı zamanda kapsayıcı siyasi süreçlerle mümkündür.

Diplomasi ve Bölgesel Entegrasyon

Doğu Afrika, diplomatik ilişkiler açısından hem bölgesel hem de küresel aktörlerin ilgi odağıdır. Çin, ABD, Avrupa Birliği ve Türkiye gibi ülkeler, bölgede stratejik ortaklıklar geliştirmektedir. Çin, altyapı projelerine yaptığı yatırımlarla ekonomik nüfuzunu artırırken ABD ise güvenlik iş birlikleri ve demokrasi teşvik programlarıyla etkisini devam ettiriyor.

Bölgesel entegrasyon, diplomatik ilişkilerin şekillenmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Doğu Afrika Topluluğu (EAC), üye ülkeler arasında serbest ticaret ve ortak pazar anlaşmalarıyla ekonomik iş birliğini teşvik etmektedir. Ancak sınır anlaşmazlıkları ve etnik çatışmalar, bölgesel iş birliğini zorlaştırmaktadır. Örneğin Kenya ve Uganda arasındaki tarımsal ürün ithalatında yaşanan anlaşmazlıklar, bölgesel ticaretin potansiyelini düşürüyor.

Sudan ve Güney Sudan arasındaki sınır çatışmaları da diplomatik çabaları sekteye uğratmaktadır. Uluslararası toplumun ve bölgesel aktörlerin, barış süreçlerini desteklemesi ve insani yardımları artırması sağlanmalıdır.

Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma

Doğu Afrika, enerji potansiyeli açısından büyük fırsatlara sahiptir. Yenilenebilir enerji kaynakları, bölgenin enerji ihtiyacını karşılamada önemli bir rol oynayabilir. Kenya, jeotermal enerji üretiminde Afrika’da lider konumundadır. Ayrıca Tanzanya ve Etiyopya, hidroelektrik projeleriyle enerji üretimini her geçen gün ileri taşıyor. Güneş ve rüzgâr enerjisi de bölge için büyük bir imkan sağlıyor.

Buna karşılık kırsal kesimlerde enerjiye erişim oranı hâlâ düşük, Dünya Bankasının 2022 verilerine göre bölgedeki nüfusun yaklaşık %50’si elektrik altyapısına ulaşamıyor. Bu durum, sanayi üretimini ve günlük yaşamı olumsuz etkiliyor. Enerjiye erişimin artırılması yalnızca ekonomik kalkınmayı hızlandırmakla kalmayacak aynı zamanda bölgedeki sosyal refahı da ileri seviyeye taşıyacak bir çalışmadır.

Türkiye’nin Doğu Afrika Üzerindeki Etkileri ve Ara Buluculuk Rolü

Türkiye, Doğu Afrika’daki çatışmaların çözümünde ara bulucu rolü üstlenerek barışa katkıda bulunmaktadır. Son yıllarda Türkiye, Somali ve Etiyopya arasındaki gerginliği çözmek amacıyla aktif bir ara buluculuk rolü üstlenmiştir. Türkiye, Somali’deki siyasi krizlerde ve Etiyopya’nın iç çatışmalarında taraflar arasında diyalog ve uzlaşma sağlanmasına yardımcı olmuştur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ve Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’i Ankara’da bir araya getirerek müzakereleri düzenlemiş ve taraflar arasında bazı temel ilkeler ve belli unsurlar üzerinde önemli yakınlaşmalar sağlamıştır.

Recep Tayyip Erdoğan’ın ara buluculuk çabaları, Somali’deki siyasi krizlerin çözümünde belirleyici olmuştur. Türkiye, Somali’de barış sürecine katkı sağlamak amacıyla çeşitli platformlar oluşturmuş ve bu süreçte uluslararası toplumun desteğini almıştır. Özellikle Somali hükûmeti ile Somaliland arasındaki gerginliklerde Türkiye, taraflar arasında diyalog kurulmasına yardımcı olmuş ve kalıcı barış için temel adımların atılmasını sağlamıştır.

Eğitim ve İnsan Kaynağı Gelişimi

Eğitim, Doğu Afrika’nın kalkınma hedeflerine ulaşmasında kritik bir role sahiptir. Ancak bölge, eğitimde ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Kırsal alanlardaki çocuklar, okullara erişimde büyük zorluklar yaşamaktadır. Cinsiyet eşitsizliği, özellikle kız çocuklarının eğitimini olumsuz etkiliyor.

Bölgedeki üniversiteler, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde yetersizdir. Ancak Nairobi Üniversitesi ve Addis Ababa Üniversitesi gibi kurumlar, bölgedeki yükseköğretim sisteminin iyileştirilmesi için önemlidir. Eğitimde STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanlarına yapılan yatırımlar, gelecekte bölgenin rekabet gücünü artırabilir.

Sonuç olarak Doğu Afrika, ekonomik büyüme ve kalkınma açısından büyük bir potansiyele sahip olmakla birlikte, bu potansiyelin hayata geçirilmesi için ciddi reformlara ihtiyaç vardır. Tarımda modernizasyon, enerji altyapısının geliştirilmesi, eğitim reformları ve bölgesel entegrasyon, sürdürülebilir kalkınmanın temel taşları olabilir.

Bölgenin geleceği, yalnızca ekonomik politikalarla değil aynı zamanda güvenlik ve diplomatik iş birlikleriyle şekillenecektir. Uluslararası toplumun ve bölgesel aktörlerin iş birliği içinde çalışması, Doğu Afrika’nın daha istikrarlı ve parlak bir geleceğin şekillenmesine yardımcı olacaktır. Doğu Afrika, sorunlarına rağmen Afrika’nın geleceğini şekillendirecek en önemli bölgelerden biri olmaya adaydır.

Yazan: Yusuf Yıldırım

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu