Osmanlı’nın Tunus’taki sembollerinden Türk Camisi yıllara meydan okuyor
Tunus’un güneydoğu bölgesinde yer alan Kuzey Afrika’nın en büyük adası Cerbe’de 16. yüzyılda inşa edilen et-Türk Camisi, yaklaşık 4 buçuk asırdır Müslümanlara hizmet vermeye devam ediyor.
Kitabesi olmadığı için Türk Camisi’nin kesin hangi yılda inşa edildiği bilinmese de, resmi kaynaklarda Cerbe Adası’nın Osmanlı İmparatorluğu’na bağlandığı 1560 ile 1580 yılları arasında inşa edildiği belirtiliyor.
Cerbe Adası’nın merkezi konumundaki Hume es-Suk mahallesinde yer alan Türk Camisi’ni Trablus’ta 1556-1565 yılları arasında Beylerbeyliği yapan Turgut Reis’in inşa ettiği de rivayetler arasında.
İspanya’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun elinde bulunan Trablusgarp’ı almak amacıyla 14 Mayıs 1560’ta açtığı savaşta, başta Kaptan-ı Derya Piyale Paşa olmak üzere Turgut Reis, Seyit Ali Reis, Oruç Ali Reis ve Cafer Reis gibi Türk kumandanlarının mukavemetiyle Osmanlı İmparatorluğu bu savaşı kazandı ve bu savaş tarihe Cerbe Zaferi olarak geçti.
1560 yılında Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine giren Cerbe Adası, 1881 yılında Fransızların Tunus’u işgali ile Fransızların kontrolüne girdi.
1956 yılında Tunus’un bağımsızlığını kazanmasının ardından Medenin Vilayetine bağlanan ada, başta Türk Camisi ve Gazi Mustafa surları olmak üzere birçok Osmanlı eserine ev sahipliği yapıyor.
Türk Camisi gördüğü restorasyonlar ile büyütüldü
Türk Camisi İmamı Ali Bin Abdulhafiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk başta küçük bir mescit olarak kurulan caminin birçok defa genişletme çalışmalarının ardından günümüzdeki halini aldığını söyledi.
Farklı semavi dinlere ve birçok farklı mezhebe mensup Cerbe Adası sakinlerinin beraber sorunsuz bir şekilde yaşadıklarını belirten Bin Abdulhafiz, “Türk Camisi, Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı Libya’nın Trablus Beylerbeyi Turgut Paşa’nın emriyle 1580 yılında inşa edildi. İnşasının ardından farklı zamanlarda 3 defa büyük restorasyon geçiren Türk Camisi, 1991 yılındaki restorasyonla şu anki halini aldı.” diye konuştu.
Restorasyon yapılırken caminin büyütüldüğünü de söyleyen Bin Abdulhafiz, “Büyütme işlemi yapılırken caminin mimari özellikleri korundu. Şu an camimizin namaz kılınan yer haricinde bir de eski eserler ve el yazması eserleri sakladığımız bir kütüphanesi var. Kütüphanedeki kitaplarımız Tunus Eski Eserler Kurumu tarafından restore edilerek cami kütüphanesinde koruma altına alındı. Ayrıca 2016 yılında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) camimizin halılarını yenileyerek camimizin diğer eksikliklerini tamamladı.” ifadelerini kullandı.
Türk Camisi’nde ayrıca 4-5 yaş arası çocuklara Kur’an-ı Kerim dersleri verdiklerini belirten Bin Abdulhafiz, “Camimizin avlusunda yer alan sınıfımızda yaklaşık 30 çocuğumuz eğitim alıyor. Çocuklara Kur’an-ı Kerim derslerinin yanı sıra, adabı muaşeret kuralları, İslam ahlakı ve hadis dersleri de veriyoruz. Bu dersler ile çocuklarımızı ilköğretim okulunda alacakları eğitime hazırlamayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Cerbe Adası’nda yüzlerce cami yer alıyor
Cerbe Adası’nda, Şeyh Camisi, Şeyh İbrahim Cemli Camisi ve Gureba Camisi’nin Cerbe’nin eski camilerinin de aralarında olduğu 3 yüze yakın caminin yer aldığını belirten Bin Abdulhafiz, “Osmanlı’nın Cerbe Adası’nı almasının ardından gelen Türkler Hanefi mezhebinden olduğu için Türk Camisi, Hanefi mezhebine mensup olanların namaz kılması için yapıldı. Zamanla Şeyh İbrahim Cemli Camisi ile beraber Maliki mezhebinin Cerbe’ye girmesi ile camilerin çoğunluğu Maliki mezhebine göre namaz kıldırmaya başladı. Mimari olarak Cerbe’deki camiler birbirine benzerlik göstermesine rağmen farklı mezhepler için ayrı ayrı camiler inşa edilmişti.” diye konuştu.
Farklı mezheplerin olmasının Cerbe Adası’nda yaşayan halkı olumsuz etkilemediğini kaydeden Bin Abdulhafiz, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Cerbe Adası’nda farklı diyanet ve kültürden birçok cemaat mensubu var. Farklı mezhep mensupları arasında herhangi bir problem olmadığı gibi farklı dinlere inananlar arasında da herhangi bir problem yok. Herkes kendi ibadetini istediği şekilde yerine getirebiliyor, herkes bir arada kimseye karışmadan hayatına devam ediyor. Bizim camimize İbadi mezhebi mensupları gelip namazını kılar, biz onların camisine gidip namaz kılarız, hepimiz kardeşiz.”
Türk Camii ile ilgili tarihi bilgiler ihtilaflı
Tunus’ta tarih ve siyaset alanında doktora çalışmalarına devam eden akademisyen Necati Fıratlı, Türk Camisi’nin kim tarafından ve hangi tarihte inşa edildiği ile ilgili ihtilaf olmasına rağmen bir Osmanlı eseri olmasından yana herhangi bir kuşkunun olmadığını söyledi.
Türk Camisi’nin Tunus’taki en önemli Türk eserlerinden biri olduğuna dikkat çeken Fıratlı, “Tunus’ta uzun yıllar hüküm süren Osmanlı, Tunus’un farklı noktalarında birçok eser bıraktı. Bunların en eskilerinden bir tanesi de Cerbe’deki Türk Camisi. 1560 ile 1580 yılları arasında inşa edildiği düşünülen camiyi yapan kişi için de farklı rivayetler mevcut. Muhtemelen ya Turgut Paşa yaptı ya da Gazi Mustafa yaptı. Cami ilk başlarda Hanefi camii olmasına rağmen zamanla Maliki camisine dönüşmüştür.” ifadelerini kullandı.
TİKA 2016 yılında Türk Camisi’nin ihtiyaçlarını giderdi
Cerbe Adası Müftülüğü’nün talebi üzerine 2016 yılında ihtiyaçları giderilen Türk Camisi’nin, TİKA Tunus Ofisi’nin takip ettiği Osmanlı eserleri arasında olduğunu belirten TİKA Tunus Koordinatörü Ali Fuat Cebeci, “Türk Camisi’nin ihtiyaçlarını tespit etmek üzere cami yönetimiyle bu yıl tekrar irtibata geçtik. Cami yönetiminin taleplerini önümüzdeki günlerde projelendirip değerlendirmeye sunacağız. Tunus genelinde tespit ettiğimiz Osmanlı mirası eserleri ile ilgili TİKA olarak faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Bu kapsamda Tunus merkezde de Sadikiyye Lisesi bünyesindeki mescidi yeniledik.” dedi.
TİKA’nın çalışmalarına ilişkin bilgi veren Cebeci, açıklamalarını şu şekilde noktaladı:
“Yaptığımız ziyaretlerde veya gelen talepler doğrultusunda tespit ettiğimiz ihtiyaçları belirli bir program dahilinde çözmeye çalışıyoruz. Bu çalışmalar neticesinde, Başkent Tunus’ta yer alan Marsa’daki Osmanlı camilerinden biri olan el-Ahmedi Camisiyle ilgili çalışmamız şu an proje aşamasında. Bu ve buna benzer faaliyetlerimizi artırarak devam ettirmeyi hedefliyoruz.”
Kaynak: AA, Mehmet Akif Turan