Uganda’ya İngilizce dil eğitimi için giderek ilk Türk öğrencilerden biri olan Beyza Betül Ekici, deneyimlerini Merhaba Afrika’ya aktardı
Türkiye – Afrika ilişkileri uzun yıllar boyunca diplomatik adımlarla olumlu şekilde yürütüldü. Son zamanlarda gelişen olaylar bu politikaların meyveleri olması açısından önemlidir. Böyle bir düzlemde Türkiye’deki öğrencilerin dil öğrenimi için Afrika’yı tercih etmeleri iki taraf için de son derece değerlidir.

Bu yazıyı Afrika’da dil öğrenimi konusunda kendi tecrübelerimden yola çıkarak sizleri bilgilendirmek amacıyla kaleme alıyorum. Yazının içeriğinde Afrika’da İngilizce öğrenme süreci, avantajları ve zorlukları, sahada uygulanması gerekenler ve Türkiye – Afrika ilişkileri bağlamında Afrika’da dil öğrenmenin önemi yer almaktadır.
Öncelikle kendimi tanıtacak olursam ben İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans yapmaktayım. İnönü Üniversitesi Afrika Araştırmaları Merkezi’nde ise genel koordinatör ve araştırmacı olarak görev almaktayım. 2024 yılının yaz aylarında İngilizce öğrenmek amacıyla Uganda İslam Üniversitesi’nde 3 aylık bir programa katıldım. Dil öğrenmek için Uganda’ya giden ilk öğrencilerden biri olarak sizlerle bu deneyimi paylaşmak istiyorum.
Dil öğrenmek amacıyla yurt dışına çıkma fikrimin oluşması mayıs ayı itibariyle başladı diyebilirim. Mayıs 2024’te İnönü Üniversitesi Afrika Araştırma Merkezi (İNUAFAM) öncülüğünde bir Afrika sempozyumu düzenledik. Sempozyum biz öğrenciler açısından oldukça verimli geçti. 20den fazla farklı ülkeden katılımcılar farklı alanlarda yazdıkları bildirilerini sundular. Malatya’ya yurt dışından gelen hocalarla tanışıp konuşma fırsatı bulduk. Bu noktada dil konusundaki eksikliğimi de görmüş oldum. Sempozyum sonrasında o dönem araştırma merkezi müdürümüz olan çok değerli hocamız İsmail Söylemez’in yanına giderek yaz döneminde dil öğrenmek için yurt dışına çıkmak istediğimi söyledim. Hocamız sağ olsun bu durumu çevresiyle paylaştı ve geri dönüşler oldu. Afrika çalıştığım için hocamda bu dönüşler arasında bir Afrika ülkesini tercih etmemin uygun olacağını söyledi. Bu sayede dil öğrenirken sahada Afrika’yı da gözlemleyebilecektim. Uganda İslam Üniversitesi’nden sempozyum için Malatya’ya gelen hocalarımız 3 aylık bir eğitim için yardımcı olacaklarını ve 5 kişilik kontenjan ayırdıklarını söyleyince tercihim Uganda oldu. Bu süreçte İnönü Üniversitesi ve Uganda İslam Üniversitesi arasında protokol imzalandı. Malatya’da benimle birlikte Afrika çalışan 3 arkadaşımın da istemeleriyle 4 kişi olarak Uganda yolculuğumuz başladı.
Gitmeden önce yapılacaklar noktasında Uganda İslam Üniversitesi’nde görevli hocalarımızdan Saim Çelik hocamız bize çok yardımcı oldu. Uganda hakkında bizi bilgilendirdi. Biz gitmeden orada yaşayan Türklerle iletişime geçtik. Hazırlıklarımızı bu şekilde yaptık. Oraya vardığımızda Uganda İslam Üniversitesi (IUIU) bizi karşılamak için havaalanına bir minibüs ve iki personelini göndermişti. Bize eşlik eden kişilerden biri Türkiye mezunuydu ve bizimle Türkçe konuşarak sıcak bir karşılama olmasını sağladı. Bu bizi ilk etapta çok rahatlatmıştı. Uganda’ya indiğimiz andan döneceğimiz zamana kadar IUIU’nun bizimle çok güzel ilgilendiğini söyleyebilirim. IUIU ana kampüsü başkentten uzakta Mbale şehrinde yer alıyor. Bizim kursumuzda bu kampüsteydi. Biz kampüs içinde bir misafir evinde kaldık. Bizim rahat edebilmemiz için ev içinde ve dışında birtakım hazırlıklar yapılmıştı. Konaklama konusunda da herhangi bir olumsuzluk yaşamadık. Yerleştikten sonra 3 aylık İngilizce kursumuz başladı.
İngilizce kursu haftanın beş günü 08.00 – 12.00 arası iki farklı hocayla yapıldı. Bir hocamız ile dinleme-konuşma diğer hocamızla da okuma-yazma ağırlıklı dersler işledik. Ana dili İngilizce olan hocalardan ders almak İngilizce öğrenimimizi kolaylaştırdı. Hocalarımız çok sabırlı ve anlayışlıydılar. Ugandalılar genel yapıları itibariyle sakin ve arkadaş canlısı. Bu nedenle konuşma pratiği yapma konusunda hiç zorlanmadık. Derslerden arta kalan zamanımızı kampüs içerisinde insanlarla tanışıp konuşarak geçirdik. Bulunduğumuz şehirde çok fazla beyaz insan olmadığı için insanların ilgisini çekiyorduk ve bizimle konuşmak istiyorlardı. Uganda’da beyaz insanlara “muzungu” deniliyormuş. Gittiğimiz her yerde insanlar bize muzungu şeklinde sesleniyorlardı. UIUI yönetimi ve öğrenciler pek çok etkinlik yapıyordu. Bizi de bu etkinliklere davet ettikleri için alışma sürecimiz daha hızlı oldu. Üniversite yönetimi bize özel geziler düzenledi. Uganda’nın doğal güzelliklerinden Sipi Şelaleleri, Victoria Gölü, Nil Nehri’nin kaynağı ve hayvanat bahçesi gibi yerleri bu gezilerle görmüş olduk. Üniversite bünyesinde oluşturulmuş organizasyonlar ve öğrenci topluluklarının faaliyetlerine de katılım sağlıyorduk. Kampüs içerisinde bu şekilde aktif olduk. Bu toplulukların yardım etkinliklerine de katılarak okul, yetimhane ve hastane ziyaretleri yaptık. Hatta bulunduğumuz yer Kenya sınırına yakındı. Bir etkinlik sonrasın Kenya sınırından geçme fırsatımız da oldu. Bunlar sayesinde dil öğrenmenin yanında Afrika kültürünü de yakından tanıdık.
Afrika’da dil öğrenimine gelecek olursak bilindiği üzere Afrika birçok dilin olduğu zengin bir kıtadır. Uganda’da resmi dil İngilizce olduğundan markette, okulda, sokakta ve birçok yerde Ugandalılar ile İngilizce iletişim kurabilirsiniz. Ayrıca buraya İngilizce öğrenmek için diğer Afrika ülkeleri tarafından da tercih edilen bir yer olduğunu söylemek mümkün. Ayrıca içi savaştan dolayı Sudan’daki öğrenci ve hocalar eğitime IUIU’da devam ediyorlardı. Orada Somali, Tanzanya, Komorlar gibi ülkelerden İngilizce öğrenmeye gelen kişilerle tanıştık. Dil öğrenimi için sosyal, dinamik ve konuşmayı seven insanların bulunduğu bir yer olduğu için derste öğrenilenleri pratiğe dönüştürebildik. Bunların yanı sıra dil öğrenmek amacıyla gidilen Avrupa ve ABD’ye göre bütçe olarak çok cüzi bir miktara mal olmaktadır. Edindiğim bu tecrübelerle birlikte avantajları sayamayacağım kadar çoktu. Eksilerini düşündüğümde ise belki oradaki British aksandan dolayı başlarda zorlandığımızı söyleyebilirim. Ayrıca bizim grubun giderken dil seviyeleri çok farklıydı. Bu nedenle sıfırdan başladık. Bu da bilen kişiler için dersleri biraz sıkıcı hale getirdi. 3 ayın sonunda orta seviyeyi bitirip ileri seviyeye geçtik. Uganda İslam Üniversite’nin planlamasıyla ileri seviyeyi de online bitireceğiz.
İngilizce eğitimi için yurt dışına gitmeyi düşünen kişilere Uganda İslam Üniversitesi’ni kesinlikle öneririm. Hem Uganda yaşanılabilir bir yer hem de dil noktasında yeterli tecrübeye sahipler. Biz Türkiye’den Uganda’ya dil öğrenmek için giden ilk ekiptik. İnşallah devamı da gelir ve ihtiyaç duyan herkes bundan faydalanır. Gitmeyi düşünen kişiler için birkaç öneri de bulunabilirim. Uganda iklimi ılıman ve ortalama 26 derece sıcaklığa sahip. Kıyafet olarak yanınızda buna uygun şeyler götürebilirsiniz. Eğer yağmur mevsiminde giderseniz mutlaka şemsiye ve yağmurluk almalısınız. Bizi hep hırsızlığa karşı çok uyardılar. Kampüs içerisinde güvenlik olduğu için sorun yaşamayabilirsiniz. Biz de bu tarz bir şeyle hiç karşılaşmadık ancak dışarıda dikkatli olmakta fayda var. Kaldığımız evdeki mutfağımızda buzdolabı, fırın, ocak, tabak, kaşık vb, eşyalarımız bulunuyordu ve yemeği biz kendimiz yapıyorduk. Mutfak alışverişini okulun karşısındaki pazardan alıyorduk. Şehir merkezinde de büyük süper marketler de ihtiyaç olan neredeyse her şey bulunuyordu. Bu nedenle giderken yanınızda çok fazla şey götürmenize gerek kalmıyor. Oradan almak yerine kişisel eşyalar, ütü vb. elektronik eşyaları yanınızda götürülebilirsiniz. Uganda İslam Üniversitesi orada sizi rahat ettirmek için her türlü yardımı yapacaklardır.
Türkiye – Afrika ilişkileri uzun yıllar boyunca diplomatik adımlarla olumlu şekilde yürütüldü. Son zamanlarda gelişen olaylar bu politikaların meyveleri olması açısından önemlidir. Böyle bir düzlemde Türkiye’deki öğrencilerin dil öğrenimi için Afrika’yı tercih etmeleri iki taraf için de son derece değerlidir. Afrika ülkelerinden Türkiye’ye öğrenci gelmesi kadar Türkiye’den Afrika’ya öğrenci gönderilmesi de teşvik edilmelidir. Biz Uganda’da bulunduğumuz süre boyunca Türkiye’nin bir temsilcisi konumundaydık. Bu minvalde atılacak adımların saha da karşılık bulacak zemine oturtulması için bu tarz faaliyetlerin devamlılığı sağlanmalıdır. Öğrencilere naçizane tavsiyem imkân bulduklarında bunu değerlendirmeleri, farklı kültürleri gidip görmeleri ve bunları aktarmalarıdır. Öğrencilerin bu heyecanlarına karşılık bulabilecekleri fırsatlar oluşturan kişilere de buradan teşekkürlerimi sunuyorum.
Yazan: Beyza Betül EKİCİ