Türkiye-Afrika Medya Zirvesi’nin ilk günü tamamlandı
Türkiye-Afrika Medya Zirvesi bugün (25 Mayıs) ilk gününü tamamladı.
Türkiye-Afrika Medya Zirvesi’nin birinci gününde, farklı Afrika ülkelerinden gelen onlarca basın mensubu, diplomat ve medya temsilcilerinin katılımıyla 4 panel gerçekleştirildi.
İletişim Başkanlığı’nın ev sahipliği yaptığı zirvede “Gazetecilikte Pandemi Sonrası Zorluklar”, “Dijital Kuşatma Altında Gazetecilik”, “Gazetecilikte Kadın” ve “Afrika Hikaye Anlatımında Alışılmış Söylemlere Karşı Gelmek” başlıklı paneller yer aldı.
İki gün sürecek olan zirvenin ilk günü T.C. İletişim Bakanı Prof. Fahrettin Altun’un açılış konuşması ile başladı.
Açılış konuşmasında Afrikalıların hikayesini Afrika’ya ve tüm dünyaya yayacak bir kanal kurma hedefinden bahseden Altun, “Bütün kıtada yayın yapacak bir kurum kurma aşamasındayız.” dedi.
Türkiye’nin kıtada sömürgeci bir geçmişi olmadığının altını çizen Altun, “Afrika’yı ortak görmenin ve bunun Afrika ülkelerinde karşılık bulmasının ana sebebi Türkiye’nin sömürge tarihi olmamasıdır” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının devamında Türkiye’nin Afrika’da tanıtılması kadar Afrika ülkelerinin de Türkiye’de tanıtılmasının önemine inandığını vurgulayarak, bu yaklaşımın ortaklık ve birliktelik hissine daha fazla zemin hazırlayacağına inandığını söyledi.
“Bu dönemde kadın gazeteciler sosyal medya üzerinden çok fazla tacize maruz kaldı”
“Gazetecilikte Pandemi Sonrası Zorluklar” isimli ilk panel Büşra Karaduman Aktuna’nın moderatörlüğünde başladı.
Konuşmacılar arasında TRT World Genel Yayın Yönetmeni Erman Yüksel, Nijeryalı gazeteci ve TV sunucusu Kayoda Akintemi, Daily News Sabah Yayın Yönetmeni İbrahim Altay, Kenyalı gazeteci ve kadın hakları savunucusu Quenteer Mbori ve TRT Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Göksu bulundu.
Pandemi sonrasında yeni bir normale adapte olmanın zorluklarından bahseden Mbori, kadın gazetecilerin bu süreçte karşılaşmış olduğu zorluklardan bahsetti. Konuşmasında istatiksel verilerden de faydalan Kenyalı kadın gazeteci, “Bu dönemde kadın gazeteciler sosyal medya üzerinden çok fazla tacize maruz kaldı, birçok kadın gazeteci işini kaybetti.” dedi.
“Gazeteciler giderek çevrimiçi şiddet mağduru konumuna geliyor”
“Dijital Kuşatma Altında Gazetecilik” isimli ikinci panel, Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Genel Müdürü Murat Karagöz’ün moderatörlüğünde gerçekleşti. Konuşmacılar arasında Gazeteci Ömer Faruk Görçin, RTS haber ajansından Seybabou Diop, Gazeteci Ronella Mathilda Rademeyer ve Radio Espace Guinee sunucularından Lamine Guirassy yer aldı.
Namibyalı gazeteci Rademeyer, mesleğin gün geçtikçe artan dijital dünyada gazetecileri giderek çevrimiçi şiddet mağduru haline getirdiğini belirterek, Kadınların özellikle bu tür şiddete daha fazla maruz kaldıklarının altını çizdi.
Türkiye, Liberya ve Nijerya’dan gelen kadın basın mensupları “Gazetecilikte kadın” başlıklı üçüncü panelde konuştu.
Liberya Yayıncılık Sistemi Genel Müdürü Estelle Liberty Kemoh, yaptığı konuşmasında bir kadın gazeteci olmanın zorluğundan bahsetti.
Kadın-erkek gazeteci ayrımcılığının, kadınlar önünde birer engel teşkil ettiğinin altını çizen Kemoh, buna karşın “Gazetecililk küresel anlamda erkeklerin egemen olduğu bir iş oldu. Ancak aynı zamanda kadınlar en iyi gazeteciler konumuna yükselmeyi başardı. Şu anda kadınları her yerde görüyorsunuz. Kaliteli haber yazımı konusunda onların nasıl referans gösterildiğini görüyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
Aynı panelde konuşan İletişim Başkanlığı Türkiye Marka Ofisi Koordinatörü Nur Özkan Erbay ise gazetecilerin yaptıkları işlerden dolayı hedef alınmasını eleştirerek, kadın gazetecilerin karşılaştığı bu problemlerin üstesinden gelinmesi gerektiğine dikkat çekti.
Erbay, İstanbul’da gerçekleşen zirve hakkında değerlendirmede bulunarak “Bu etkinlik Afrika’nın farklı bölgelerinden kadın gazetecileri getirerek bizlere büyük bir fırsat sunuyor.” dedi.
AA Senegal muhabiri Arslan: Afrika’da kadın gazeteci olmak dünyanın birçok yerine göre daha kolay
Batı Afrika’da yerleşik olarak çalışan ilk kadın muhabir olan, Anadolu Ajansı’nın Senegal Muhabiri Fatma Esma Arslan da panele konuşmacı olarak katıldı.
Afrika’da kadın gazeteci olmanın diğer bölgelere kıyasla çok daha kolay olduğunu dile getiren Arslan, “Afrika’da kadın gazeteci olmak dünyanın birçok yerine göre daha kolay. Daha önce 4 yıl Paris’te çalıştım ama zorluklarla karşılaştım. İnsanlar sizden tam tersini bekliyor aslında. Yani kadınların Avrupa’da bu mesleği daha kolay yapabileceğini ancak Afrika’da kadın olmanın daha dezavantajlı olduğu düşünülüyor. Afrika deneyimime dayanarak böyle söylüyorum, Afrika’da kadın olarak çalışmanın bir avantaj olduğunu sahada bizzat çalışan bir gazeteci olarak gözlemledim.” ifadelerini kullandı.
Kadın gazeteciliğin zorluklarına da değinen Arslan, özellikle pandemi döneminde kadınların yaşadığı temel problemin kadının evden çalıştığı sürece evde iş yapmıyor gibi görülmesi olduğunu belirtti.
Nijerya’nın Channels televizyonundan Raji Ronke ise kadınların önüne koyulan engellere rağmen görevlerini yapmak zorunda olduklarını vurguladı.
Ronke, Channels televizyonunun 100’ü kadın toplam 500 kişilik bir kadroya sahip olduğunu ve üst düzey yöneticiler arasında kadınların bulunduğunu kaydetti.
Zirvenin dördüncü oturumunda “Afrika Hikaye Anlatımında Alışılmış Söylemlere Karşı Gelmek” konusu tartışıldı.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nda Afrika Genel Müdürü Nur Sağman’ın moderetörlüğünde gerçekleştirilen panelde ilk konuşmacı Anadolu Ajansı Afrika Editörü Hasan Hüseyin Köşger oldu.
Köşger, dünyada yaygın olan Afrika algısının köklerine değinerek, Afrika’nın sömürgecilik sonrası Batı tarafından verilen imajın “kara kıta” algısında büyük payı olduğunu söyledi.
Köşger, “Afrika, Batı medyasında görmezden geliniyor. Gelişmemiş bölge olarak, büyülerle anılıyor. Cehaletin hüküm sürdüğü bir imaj batı medyasında hala yaygın olarak kullanılıyor.” dedi.
Dünyanın pek çok yerinde yolsuzluk ve kötü yönetimin olduğunu ifade eden Köşger, bunun Afrika’ya has bir durum gibi yansıtılmasına karşı çıkılması gerektiğine vurgu yaptı.
“Kargaşa ve karmaşıklık her zaman kıtanın gerçeği olarak yansıtılıyor”
TRT Fransa Direktörü Yusuf Özcan, yaptığı konuşmada kıtanın nadiren olumlu haberlerle gündeme geldiğini belirtti.
Bu imajın Batı medyası tarafından şekillendirildiğine dikkat çeken Özcan, “Özellikle batı medyası tarafından gösterilen imaj medyanın kararı ile şekilleniyor. Kargaşa, karmaşıklık her zaman kıtanın gerçeği olarak yansıtılıyor. Afrika’nın kötü yönlerinden bahsedilerek yapılıyor. Yarattıkları imaja bir şekilde sahip çıkıyorlar. Afrika’ya ilişkin somut analizlerle karşılaşmıyoruz. Kıta talihsizlikler kıtası olarak tanıtılıyor. Batı medyasının özellikle kullandığı dil bunu yansıtıyor.” diye konuştu.
RFI ve AA muhabiri Fabien Essiane ise basının aslında bulunduğu toplumu yansıttığını söyleyerek “Medya tarihi bir gerçekliğe dayanıyor. Afrika’ya ‘kara kıta’ deniliyor ancak ben ‘insanlığın kıtası’ olarak tanımlarım. Çünkü burası insanlığın doğduğu yerdir.” dedi.
Essiane, “Sömürgecilikle durum değişti ve sömürgeciler bir basın yarattı ve onların çıkarlarına yönelik yayınlar yapıldı. Afrika basını için Afrika bir değer değildi ve medenileştirilmesi gereken bir kıta olarak gördüler. Onlar her zaman olumsuz olayları gördüler, kıtanın güzelliklerini görmediler.” ifadelerini kullandı.
Nijerya SBM Intel Temsilcisi Cheta Nwanze, Afrika ile ilgili birçok anlatının olduğunun altını çizerek, “Afrika’nın tarihi olmadığı” tezine karşı çıkarak, Afrika’nın tarihinin silindiğini, yok edildiğini söyledi.
Nanze, “Nasıl ki daha önce Türkiye, Afrika ile ilgili haberleri Batılılardan alıyorken aynı şekilde Afrika’dakiler de Türkiye ile ilgili haberleri Batı medyasından alıyor. Biz kendi hikayelerimizi anlatamadık. Tüm Afrika için tek bir anlatı söz konusu olamaz. Bu durum Türkiye için de geçerlidir.” ifadesini kullandı.