Rusya’nın Afrika’daki Ukrayna’sı: Mali
Sonunda söyleyeceğimizi şimdiden söyleyelim, Mali, Afrika’nın yeni küresel güçlerin savaş merkezine dönüşüyor. Bir tarafta sırtını Rusya’ya yaslamış cunta yönetimi, bir tarafta muhalifleri destekleyen Fransa, bir tarafta geleneksel işgal güçlerine karşı direnen gruplar, diğer bir tarafta DAİŞ benzeri örgütler. Başkent Bamoka’da sulh ve sessizlik ortamı varsa da 40 km kuzeyinde savaş bütün şiddeti ile devam ediyor. Henüz geçen hafta onlarca kişinin -içlerinde sivillerin de olduğu-öldüğü haberleri güncelliğini yitirirken, hafta sonu Mali’nin kuzeyindeki Menaka bölgesinden saldırı haberleri geldi.
Fransa’nın Mali’de sürdürdüğü Barkhane operasyonu Mali halkına kan ve gözyaşından başka bir şey getirmemişti. Sadece 2021’de 43 sivil Bonti’de bir düğün merasimi sırasında öldürülmüş, başta BM olmak üzere hiçbir uluslararası güç Fransa’yı yaşan bu trajediden sorumlu tutmamıştı. Yalnız BM, hem Fransa’nın hem de Mali ordusunun operasyonlar düzenlerken sivillere dikkat etmeyi tavsiye etmişti.
Mali askeri darbesinin lideri ve Devlet Başkanı Albay Assimi Goita, Mali’deki kirli savaşın aktörlerinden birinin Fransa olduğunu düşünerek, Fransız askerlerini Mayıs ayının ikinci haftasında kovdu. Goita daha da ileri giderek Fransa ile siyasi ilişkileri de sınırlandırdı ve Fransız medyasını ülkesinde yasakladı. Fransa, darbeci liderin bu tavrı karşısında şaşkınlığını kontrol edebilse de Sahel bölgesindeki siyasi ilişkilere bir ara vermek zorunda kaldı. Albay Goito’nun bu kararı almasındaki gerekçe, Fransızlara tanınan sınırsız imtiyazın ülkeye ne güvenlik ne de barış getirmediği aksine sivileler yönelik saldırıların ve terörün artmasıydı.
Askeri koridoru Nijer’e taşımak, Burkina Faso ve Çad’daki operasyonları kontrol etmek için en etkili bölge olacaktı
Fransa için yolun sonu değildi bu durum. Sonuçta Fransa altın madenlerini, ticari pazarı kontrol altında tutabiliyordu, askeri çekilmenin bir kayıp olmadığını düşünerek uzun zamandır niyetli olduğu Nijer’e asker kaydırmaya başladı. Fransa’nın zaten Nijer bölgesinde hava saldırılarını yönettiği bir askeri üs vardı. Mali altının da pek değerli olmadığı şu günlerde Nijer’de çıkarılan uranyumun Fransa elektrik ihtiyacının üçte birini karşıladığı düşünülürse askeri koridoru Nijer’e taşımak hem Burkina Faso hem de Çad’daki askeri operasyonları kontrol etmek için en etkili bölge olacaktı.
Fransa’nın Sahel ülkelerdeki askeri varlığının kökleri çok eski de değildir. 2013’de fiili olarak yerleşse de iki sene önce NATO’nun Libya çıkarması ile ilgilidir. Hatırlanacağı gibi Libya’ya operasyon yapılması konusunda en istekli Avrupa ülkesi Fransa olup NATO’yu da peşinden sürüklemişti. NATO Libya’ya askeri bir koridor açarken Libya ve Cezayir’de konuşlanmış silahlı örgütlerin de daha güneye inmesinin yolunu açtı. Özellikle Mağrip Cephesi, Birlik ve Cihad hareketi ve Tuareg orijinli Ensaru Dine örgütleri Mali, Nijer, Çad ve Burkina Faso’da kolay hareket edebilecekleri alanlar buldular.
Sahel ülkeleri kendilerini askeri bir hareketliliğin içinde buldu
Mali, Nijer, Çad ve Burkina Faso pandemi döneminde hızlı bir silahlanma dönemine girdiler. Pandemi öncesi ortalama bu ülkelerde askeri harcamalara ayrılan pay yüzde 10-15 seviyelerinde iken şimdilerde yüzde 30-35’e çıkmış durumda. Burkina Faso sadece askeri harcamalarında geçen 2019 yılına oranla yüzde 230 civarında bir artış oldu. Sahel ülkeleri gönüllü veya gönülsüz askeri bir hareketliliğin içinde kendilerini buldular. Çad, Burkina Faso, Moritanya ve Çad’dan şimdilik Fransa’ya bir tepki olmasa da Mali erken davranarak terörle baş edebilmek için Rusya askerlerini çağırdı. Aslında bu denizde düşenin yılana sarılmasından ziyade kendini aslanın pençesinden kurtulmaya çalışırken bölgeye yabancı ayı pençesine kendini teslim edişten farksızdı.
Fransa Mali’den çekilmeye hazırlanırken Rusya’nın paralı askerleri, saldırı helikopterleri, savaş uçakları hızlı bir şekilde başkent Bamoka yakınlarına inmeye başlamışlardı. Hemen hemen Ukrayna savaşının başlaması ile aynı tarihler aralığını kapsamaktadır. Zaten Rusya’nın Ukrayna saldırısına ilk destek veren ülkelerden biri de Mali’ydi. Rusya ve Fransa bir cephe daha açmışlardı bu cephede Ukrayna’ya binlerce kilometre uzaklıktaki Mali’ydi.
Rusya ve Fransa daha doğrusu NATO doğrudan Ukrayna örneğinde olduğu gibi savaşa girişmiş durumda değiller. Fakat üstü örtülü bir savaş yürüttükleri de bir gerçek. Fransa’nın bölgedeki sivil katliamlarına sessiz kalan NATO, Rusya’nın Mali’ye asker konuşlandırmasından sonra sivil kayıpların üç ayda 400’ü aştığını ve sivil kayıplardan endişe duyduklarını açıkladı.
Fransa daha doğrusu ABD’nin de başını çektiği NATO, bölgede bir Rus tehdidini sürekli gündemde tutacaklardır. Nihayetinde Fransa’nın hemen çekilmesinden sonra Mali cunta yönetiminin Fransız destekli bir darbeyi önlediklerini söylemesi de boşuna değildi. Fransa her zaman gönülsüz olarak çekildiği Fransa’ya dönmek isteyecek ve dönebilmek içinde zaten alışık olduğu darbecileri desteklemeye de devam edecektir. Fakat henüz Rusya ile doğrudan bir savaşı tercih etmeyeceği için Nijer’de askeri konuşlandırmasını da güçlendirecektir.
Rusya’nın isteği Soğuk Savaş günlerinin özlemi ile askeri ve siyasi olarak Afrika’ya dönebilmek
Rusya’nın Mali’ye Wagner gibi paralı askerlerini konuşlandırması da bölge barışına destek olarak açıklanamaz. Aksine terör, daha da şiddetlenecek ve bölgesel bir savaşa dahi dönüşme ihtimali bulunuyor. Bölgedeki isyancı ve terör faaliyetlerini sonlandırmak gibi de bir hedefi yok Rusya’nın. Onun daha çok istediği, soğuk savaş günlerinin özlemi ile askeri ve siyasi olarak Afrika’ya tekrar dönebilmek.
Mali’nin, Afrika’nın yeni Ukrayna’sı olacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Soğuk veya sıcak savaş en çok bölge halkını etkileyecek, kalkınma ve alt yapı hizmetleri duracak, savaş baronları tekrar bölgede mevzilenecek. Pandemi sonrası gıda fiyatlarında önemli artışlar yaşanıyor, tarımsal üretim terör ve mevsimin kurak geçmesi nedeniyle yapılamadı. Büyük bir gıda krizi ve açlık vakaları yaşanacağına dair güçlü belirtiler var. Mülteci sorunu katlanarak büyüyecek. Fakirlik ve yoksulluk artacak. Her zaman olduğu gibi Türkiye’deki STK’larda insani yardım faaliyetlerini bölgede hızlandıracak. Çünkü ihale şartları şimdiden oluşturulmaya başlandı bile…
Mali giderek küresel güçlerin jeopolitik bir savaşına dönüşüyor. Sırada Nijer, Çad, Burkina Faso hatta Sudan da var. Bu soğuk savaşın galibinden çok mağlupları olacak. Her zaman olduğu gibi başta Mali halkı olmak üzere terör, savaş sözcükleri onlar için bir kadere dönüşecek ve yoksunluk ve yoksulluk artmaya devam edecek.
Ukrayna’daki savaş bir süre sonra sona erebilir ama Afrika’nın Ukrayna’sındaki savaşın son ermesi zor görünüyor. Çünkü şimdiden bölge yeni bir savaşı kabul etmiş görünüyor….
[İbrahim Tığlı, Merhaba Afrika Genel Yayın Yönetmeni]