ANALİZBÖLGELERDOĞU AFRİKAHABERLER

Kenya’da seçim süreci

Afrika’da diğer bölge ülkelerine kıyasla daha köklü demokrasi geleneğine sahip olan Kenya’da Ağustos 2017’de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Kenya Anayasası’na göre aykırılık ve usulsüzlükler yapılması nedeniyle iptal edilerek Eylül 2017’de tekrarlanması söz konusu olmuştu. Bu süreçte öne çıkan görevdeki iktidar Jübile Partisi Başkanı ve Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta, rakibi ve eski Başbakan Turuncu Demokratik Hareket üyesi olan Raila Odinga karşısında yinelenen seçimleri ilk turda kazandığı gibi tekrar kazanmıştı. Bu süreçten sonra siyasi tansiyonun uzun sürmeden 2018’de ülkenin geleceğine katkı sağlamak için birlikte adımlar atılmış ve Kenya çıkarlarına yönelik demokratik bir süreç ilerletilmiştir. Dolayısıyla Kenya’da bu seçimlerde de adil ve barışçıl seçimlerin gerçekleşmesine yönelik bir beklenti söz konusu olmakla birlikte 9 Ağustos 2022 seçimlerinin Kenya tarihindeki en çekişmeli seçim olması bekleniyor.

İstikrarlı bir siyasi havanın bulunduğu Kenya’da Cumhurbaşkanlığı seçimleri düzenli olarak beş yılda bir yapılmaktadır. Doğrudan halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı en fazla iki dönem görev yapabilmekte. Dolayısıyla Kenya’da iki dönem Cumhurbaşkanlığı görevini ifa eden Uhuru Kenyatta, 9 Ağustos 2022’de gerçekleşecek seçimlerde aday olamayacak.

Öne çıkan Adaylar, avantajları ve dezavantajları

Kenya Devlet Başkanı Kenyatta’nın aday olamayacağı seçimde mevcut Devlet Başkanı Yardımcısı William Ruto ve bir önceki dönemde de aday olan muhalif aday olarak ifade edilen Odinga öne çıkmakta. Seçimlerde en çok öne çıkan Ruto ve Odinga dışında Roots Partisi adayı Prof. George Wajackoyah ve Agona Partisi adayı David Mwaure Waihiga da Kenya Cumhurbaşkanlığı için yarışacak.

Kenya’da yapılan seçim öncesi anketlerde Enerji Bakanlığı, Ulaşım, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve Başbakanlık görevleri yapan Odinga’nın önde olduğu gözükmekte. 55 milyon nüfusa sahip Kenya’da Kikuyu, Luhya, Luo, Kalenjin ve Kamba kabileleri büyük çoğunluğu oluşturmakta. Ancak geçtiğimiz seçimlerde kabilelerin etkisi her ne kadar yüksek olsa da Kenya’da bu seçimlerde ilk defa kabilelerin etkisi daha az etki edecek gibi görülmekte. Daha önceki seçimler incelendiğinde Kenya toplumunun yüzde 22’sini oluşturan ve merkez bölgede daha çok bulunan Kikuyu kabilesinin belirleyici olduğu söylenebilmekteydi. Öte yandan nüfusun yüzde 85’inin Hıristiyan ve yüzde 11’inin Müslüman olduğu Kenya’da Müslümanların çoğunluğu Odinga’yı desteklemekte. Bununla birlikte 2018’de Kenyatta ile Odinga’nın ülkedeki istikrarın korunması için yapmış olduğu iş birliği Odinga açısından toplum nezdinde bir avantaj olarak görülmekte. Bunların dışında Kenya’da yüzde 10’u geçen işsizlik ve ekonomik durumun olumsuz yönde ivmelenmesi söz konusu. Dolayısıyla Odinga’nın Başkan seçilmesi durumunda sayısı 2 milyonu bulan muhtaç hanelere 6 bin Kenya Şilini ödeme sözü vermesi bir yandan avantaj sağlarken mevcut uluslararası konjonktürdeki ekonominin olumsuz yansımaları ile Kenya’da sanayileşmenin yeterli derecede ilerleyememesi durumu birlikte düşünüldüğünde dezavantaj oluşturma potansiyeline sahip. Ve Kenya halkının bir kısmının bu geçici yardım vaadinden ziyade istihdamın artmasını istemesi söz konusu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde öne çıkan adaylardan bir diğeri olan Ruto’nun 18-34 yaş arasındaki genç nüfusun ve kırsal kesimlerde yaşayan halk tarafından desteklenmesi dikkat çekiyor. Zira Kenya’da en büyük mısır çiftçilerinden biri olan Ruto, kırsal kesimdeki nüfus için önem taşımakta. Küresel sistemde yaşanan gıda krizinin en fazla etkilediği coğrafyalardan biri olan Doğu Afrika’da yer alan Kenya’da Ruto’nun ülkeyi gıda konusunda kendi kendine yetebilir hale getirmesi ve yeni iş imkanları fırsatlarının oluşturulması kırsal kesimin ve gençlerin beklentileri arasında. Ancak bu olumlu algının yanı sıra geçmişte Kenya’da Tarım Bakanlığı görevini de ifa eden Ruto’nun sahip olduğu tarım arazilerinin nasıl edindiği konusunda tartışmaların odağında da yer almaktadır. Ruto’nun ticari açıdan gelişimle birlikte ekonomik devrim yapma istemesine yönelik söylemler bir yandan avantaj olarak görünse de Kenya halkının belli bir kısmında sahip olduğu zenginliğin edinim yolundaki soru işaretleri nedeniyle dezavantaja sahip.

ABD ve Çin’in Kenya’daki seçime yaklaşımları

Küresel sistemde yaşanan mevcut krizlerin varlığı Kenya’da yaşanan seçim sürecine yönelik küresel ilgiyi sınırlandırıcı etkiye sahip olmuştur. Örneğin Ukrayna Krizinde Rusya, ABD ve Batı’nın mücadelesi, Tayvan Krizi’nin son dönemde yeniden ivme kazanması ile Çin-ABD arasındaki gerginlik ve ABD’de Kasım 2022’de gerçekleşecek ara seçimler nedeniyle ABD’nin Kenya’daki seçimlere yönelik ilgisi ve etkisi sınırlı kalmıştır.

Öte yandan Kenya’da Odinga ve Ruto’nun Çin’in Kenya’daki varlığının artmasına yönelik söylemlerinden rahatsızlıklara vurgu yapmakta. Çinli işçilerin Kenya’daki varlıklarının giderek artması ve son yıllarda Kenya’nın Çin’e borcunun birikiyor. Nitekim IMF’ye göre Kenya’nın toplam dış borcu GSYİH’nin yüzde 34’ünü aşmış durumda. Bu minvalde Çin’in Kenya’nın en büyük ithalat ortağı olduğu, Kenya’daki yatırımları ve Çin’in Kenya’ya en çok borç veren ülkeler arasında yer aldığı dikkate alındığında adayların bu söylemleri veya rahatsızlıkları Çin açısından muhtemelen iç siyaseti etkilemeye yönelik olarak yorumlanmakta. Zira Çin’in Kenya Büyükelçisi Zhou Pingjian’ın Pekin ile Nairobi arasındaki ilişkilerin mevcut söylemlere rağmen “kardeşlik” boyutunda olduğu ve “tarihte eşi benzeri olmayan yeni bir zirveye ulaştığını” söylemesi söz konusu.

Somali ile ilişkilere adayların bakışı

Afrika Boynuzu’nda bir değişim rüzgarının estiği aşikar. Mayıs ayında Somali’de Fermacu’nun seçimleri Hasan Şeyh Mahmud karşısında kaybetmesi söz konusu olmuştu. Somali’de gerçekleşen yumuşak geçiş sürecinden sonra bölgede yeni bir devlet başkanı değişim süreci Kenya’da yaşanacak. Nitekim her iki aday açısından bakıldığında temelde Somali’ye yönelik farklı anlayışlar öne çıkıyor. Odinga geçmişte Kenya askerlerin Somali’den ayrılmasını istemişti. Bununla birlikte Somaliland eyaletini Somali’den farklılaştıran bir anlayışa sahip. Halihazırda Kenya Somaliland’ı bir devlet olarak tanımıyor olsa da seçimlerden sonra Hergeisa’da bir ofis açması söz konusu olabilir.

William Ruto ise Somali ile ilişkilerinin iyi olmasına yönelik vurgu yapmakta. Ruto bu vurgusunu dile getirirken Kenya’da yoksullukla mücadele konusuna da dikkat çekmekte. Odinga’nın aksine Kenya askerlerinin Somali’de güvenliğini sağlama noktasında attılan adımlar nedeniyle memnuniyeti söz konusu.

Yeni dönemde Türkiye-Kenya İlişkileri

Afrika Boynuzunda Somali ve Etiyopya ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin Kenya ile ilişkileri bu iki ülkeye nazaran daha düşük seviyede ilerlemekte. Kenya’da seçimleri hangi aday kazanırsa kazansın Türkiye’nin gerek Afrika gerek Afrika Boynuzu ve gerek Kenya ile olan ilişkileri olumsuz etkilenmeyecektir. Zira Türkiye’nin hangi aday kazanırsa kazansın Kenya ile  ilişkileri olumlu seyredecektir. Ancak seçimi kazanacak olan Cumhurbaşkanı ile Türkiye’nin daha yakın politikalar izlemesi ve ikili ilişkilerinde angajmanını artıracak yönde politikalar uygulaması her iki ülke ve Afrika Boynuzu’nun yararına olacaktır. Tüm bunların yanında küresel sistemde yaşanan kriz durumlarının bölgeye etkileri dikkate alındığında Batı’nın, Rusya’nın ve Çin’in uluslararası sistemde meşgul olduğu konular nedeniyle bu aktörlerin Afrika’ya yönelik ilgisi sınırlı kalmakta. Ayrıca Çin’e karşı Kenya’da yerel halk nezdinde borçlandırma politikası nedeniyle oluşan olumsuz imaj da bu düşüncelere eklendiğinde Türkiye’nin Kenya ile ilişkilerini geliştirmesi iki ülke açısından avantajlı bir durum ortaya çıkaracaktır.

 

(Tunç Demirtaş, Mersin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü & SETA Dış Politika Araştırmacısı)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu