İstanbul’da “Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce Konferansı” düzenlendi

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Platform Dergisince düzenlenen, yarın da sürecek “Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce Konferansı” başladı.
YTB Başkanı Abdullah Eren, açılışta yaptığı konuşmada, konferansın İslam dünyasının ortak hareket etmeye muhtaç olduğu bir zamanda gerçekleştiğini belirtti.
“Konferansta, İslam dünyasında neşet eden tüm ilmi birikim, bölgesel konular etrafında ele alınacak.” diyen Eren, her biri alanında uzman 30’dan fazla düşünce insanının, akademik camiaya önemli katkı yapacağına inandığını dile getirdi.
İsrail’in Filistin’de işlediği suçlara uluslararası toplumun yeterli tepkiyi gösteremediğini hatırlatan Eren, konferansta “Tam da böyle bir dönemde 21. yüzyılda böyle bir facia yaşanırken, İslam düşüncesi bize ne söylüyor?” sorusunun sorulacağını bildirdi.
Eren, “Müslüman dünya olarak çok karmaşık ve kompleks sorunlarla karşı karşıyayız. İslam dünyası ve Müslümanlar yeniden keşfediliyor ve belli kalıplara sokulmaya çalışılıyor. Batı merkezli söylem, etiketçi ve Müslümanları kalıplara sokan bir yaklaşım sergiliyor.” dedi.
Müslümanlar için 20. yüzyılda en çetrefilli sorununun İsrail’in kurulması olduğunu belirten Eren, geride kalan savaşlar ve katliamların bugünkü durumu hazırladığını ifade etti.
Eren, Filistin’de yaşananların çok daha derin etkiler oluşturacağını vurgulayarak, “Bana kalırsa İslam dünyasının, etkin ve koordineli şekilde, dayanışma içinde bu acılara son vermesi gerekiyor.” diye konuştu.
Abdullah Eren, ayrıca bölgesel barışın, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasıyla sağlanabileceğini kaydetti.
Mısır’da yaşanan darbe sürecine odaklanan Dr. Ezzar, “Siyasi anlamda Mısır’da yaşanan gösteriler Tahrir’de yaşanıyordu çünkü orası Mısır ulus devleti için siyasi bir mücadele alanıydı. Aynı şekilde sosyal bilimler de bir mücadele alanı. Bizim ihmalimiz nedeniyle sadece topraklarımız değil zihinlerimiz de işgal altında. Bu nedenle sosyal bilimler alanındaki çalışmalara önem vermeliyiz. İsimlendirmeye ve tanımlamaya odaklanmalıyız ve böylece doğru tanımlamalar yapmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Konferans hakkında
“Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce Konferansı”, Müslüman toplulukları dünya genelinde etkileyen çağdaş meseleleri masaya yatırmayı ve çağdaş Müslüman düşüncesine ilişkin anlayışı derinleştirmeyi hedefliyor.
Konferansta da incelenecek olan ve YTB tarafından yürütülen “Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce Projesi”, 11 ciltlik kitap serisinden oluşuyor.
2020’de yayımlanan projenin ilk dört kitabı Türkiye, Mısır, İran ve Hint Alt Kıtası düşüncesine yoğunlaşırken, ikinci dört ciltte Kuzey Afrika, Güneydoğu Asya, Balkanlar ve Batı’da (Avrupa/ABD) Müslüman toplumların çağdaş birikimleri ele alınıyor.
Bu yıl yayımlanan son üç cilt, Türk Dünyası, Mısır ve Kuzey Afrika dışındaki Arap Dünyası ve Sahra Altı Afrika’da güncel fikri eğilimler ve gelişmelere odaklanıyor.
Afrika’da İslam üzerine akademik çalışmalar artıyor
Harvard Üniversitesinden Prof. Dr. Ousman Oumar Kane de Afrika’da İslam ve Müslümanlar üzerine akademik çalışmaların her geçen gün arttığına dikkati çekti.
Kane, “Afrika’da İslam üzerine çalışmalarla ilgili 2006’da sadece Avrupa dillerinde 4 bin akademik makale listesi yayınlandı ve bu sayı gittikçe artıyor. Aynı şekilde Arapça yazılmış binlerce yayın söz konusu. Afrika dillerinde de birçok yayın yapılmış ancak bunların bir derlemesi maalesef yok.” şeklinde konuştu.
Afrika’da İslam çalışmalarının değişen politikacılar ve yaşanan önemli gelişmelerle yön bulduğunu anlatan Kane, bu alandaki çalışmaların özellikle sömürgecilerle başladığını ve sömürgecilerin, sömürmek ve kendilerine karşı mücadeleyi engellemek için gerekli bilgileri toplamayı amaçladığını dile getirdi.
Kane, sömürgecilik sonrası süreçte Afrika’da İslam ve Müslümanlar üzerine çalışmaların Sufi düşünce ve Vahhabilik gibi akımlar üzerine yoğunlaştığını aktararak, “Afrika’da radikalleşme ve etnik ayrım süreçleri de Müslümanlar üzerine yapılan araştırmaları etkilemiştir. Özellikle Boko Haram üzerine yapılan çalışmaları örnek gösterebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Afrika’da İslam’ın araştırılmasının özellikle Müslüman ülkelerden Batılı ülkelere gelen göç ile küresel bağlamda ele alınmaya başladığını söyleyen Kane, Afrika’da feminizm çalışmalarının da kayda değer şekilde ilerlediğini ve Afrika İslamı’na cinsiyet perspektifi verdiğini söyledi.
Kane, şunları kaydetti:
“Özellikle Nijerya’da 1970’lerden itibaren yeni bir İslami eğitim modeli ortaya çıktı ve kadınlar daha fazla eğitime dahil edildi. 21. yüzyılın başından itibaren Afrika’daki İslami çalışmalara ilginin arttığını söyleyebiliriz. Timbuktu’da da İslami çalışmaları örnek gösterebiliriz. Sahra Altı Afrika’da Sudan ve Nijer gibi ülkeler başta birçok ülkede bilgi üretilmesi amaçlandı. Birçok konferans yapıldı. Bu bize gösteriyor ki Afrika’da İslami çalışmalarda bir ilerleme söz konusu ve Kuzey Afrika’dan Sahra Altı’na doğru ilerliyor. Bu kayma önümüzdeki süreçlerde devam edecektir.”
Kaynak: AA