BÖLGELERHABERLERKUZEY AFRİKA

Devrim öncesi ve sonrası Libya’da Afrika kökenliler ve Berberiler ayrımcılığa uğruyor

Muammer Kaddafi’nin 42 yıllık iktidarını sonlandıran 2011 yılındaki devrimden sonra istikrara kavuşamayan Libya’da, Afrika kökenliler ve Berberiler, sınıfsal ve etnik ayrımcılığa uğruyor. Ülkede 8 yıldır seçim yapılmadığı için bu iki topluluk seslerini duyuramıyor.

Uzmanlar, Temsilciler Meclisinin İstikrar Hükümeti ile Trablus’taki Ulusal Birlik Hükümeti olmak üzere iki ayrı hükümetle yönetilen Libya’da ayrımcılığa uğrayan kitlelerin, seçimlerden sonra gündeme gelecek anayasa sürecinde haklarının garantiye alınması için çabalayacağını belirtiyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Orta Doğu araştırmacısı Bilgehan Öztürk, AA muhabirine, Libya’da ayrımcılığa maruz kalan vatandaşların seçimlere etkisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

“Libya’nın devrimden sonraki dönemini, halk tarafından seçilmeyen, ama ülkenin gidişatında belirleyici rol oynamış aktörler etkilemiştir” diyen Öztürk, seçim olması halinde şu an Libya siyasetindeki birçok aktörün, halkın tercih edeceği kişiler olmayacağını söyledi.

“Libya’da sınıfsal ayrımcılık var”

Öztürk, Libya’da toplumun konsolide olmamasının nedeninin, halkın yaşadığı yerler arasındaki uzaklık ve nüfus dağılımındaki dengesizlik olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Libya’da Tunus, Mısır gibi konsolide olmuş bir devlet aygıtı, bir yönetim olmuş olsaydı ‘Şu zümreye karşı bir ayrımcılık pratiği var’ diyebilirdik. Libya’da sınıfsal ayrımcılık var. Örneğin Libya’nın güney bölgesinde yaşayan Tebular ve Tuaregler etnik olarak Afrikalı topluluklar. Güney bölgesinde yaşayan kişiler, devlet aygıtları tarafından Trablus ve Bingazi’de yaşayan Araplara oranla devletin üst kademelerinde daha az tercih ediliyor. Toplum ve devlet tarafından güneyde yaşayan halklar terfilerde bilerek geri plana itiliyor.”

Afrika kökenlilere yapılan ayrımcılığın Kaddafi döneminden miras kaldığını ifade eden araştırmacı Öztürk, “Araplarla Afrika kökenliler arasında yaşanan çatışmalarda Kaddafi her zaman Arapları korurdu.” dedi.

“Ayrımcılığa maruz kalanlar yeni anayasada haklarının tanınmasını ister”

Bilgehan Öztürk, Libya’daki Afrika kökenlilerin uğradığı ayrımcılığın benzerini Berberilerin de yaşadığını kaydederek, bu grupların seçim sonrası yapılması planlanan anayasada haklarının tanınmasını isteyeceklerini ifade etti.

Berberilerin fiziksel ve kültürel özellikleri Araplara daha yakın olduğu için daha az ayrımcılığa uğradığına dikkati çeken Öztürk, “Berberiler polis teşkilatlarına alınırlar ama onlar da isimlerinden, yaşadıkları bölgelerden bilinirler. Afrika kökenli Libyalılar kadar ayrımcılığa maruz kalmazlar.” diye konuştu.

Öztürk, Kaddafi döneminde ayrımcılığa maruz kalan bazı grupların devrimden sonra gücü ele geçirince benzeri uygulamalara yöneldiğine değinerek, “Devrim sonrası eskiden ayrımcılığa uğrayanlar, Kaddafi ve onun yanındaki topluluklardan hınçlarını çıkardı. Bunu yapanlar genellikle Kaddafi’nin baskısına, zulmüne maruz kalan kitleler.” görüşünü paylaştı.

Devrimden sonra Kaddafi’nin doğduğu yer olan Sirte’nin ve aşiretinin ayrımcılığa maruz kaldığına işaret eden Öztürk, devrik liderin devrimi bastırmak için kullandığı siyahi Tuareglerin de silahlarıyla güçlenen Misratalılardan şiddet gördüğünü aktardı.

Bilgehan Öztürk ayrıca devrimden sonra çıkarılan “Arındırma Yasası” ile Kaddafi döneminde devlette görev almış kişilerin siyasetten uzaklaştırıldığını hatırlattı.

“Libya halkı İtalyan işgalinden bu yana ayrımcılığa maruz kalıyor”

Libya üzerine araştırmalar yapan gazeteci Taha Yasin de Libya’da Berberilerin İtalyan işgalinden Kaddafi döneminin sonuna kadar dil, kültür, eğitim ve yaşam koşulları da dahil birçok konuda ayrımcılığa uğradığını anımsattı.

Yasin, özellikle Kaddafi döneminde her türlü insani haktan mahrum bırakılan Berberilerin, Arap Baharı’nın ardından biraz da olsa nefes aldığını vurguladı.

Kaddafi döneminde nispeten refah içinde yaşayan halkın, iç savaşla ciddi ekonomik sorunlarla mücadele ettiğini kaydeden Yasin, “Ülkenin ana ve tek gelirini oluşturan petrol kuyularının çoğu çatışmalarda onarılamayacak kadar zarar gördü ve bu uzun vadeli ekonomik sıkıntılara sebep oldu.” ifadesini kullandı.

Kaynak: AA, Ömer Faruk Madanoğlu

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu