ANALİZBATI AFRİKADOĞU AFRİKAGÜNEY AFRİKAHABERLERKÜLTÜR ve SANATKUZEY AFRİKAORTA AFRİKAYAŞAM

Afrika’da Kimlikleşmiş Dövmeler

Dövme sanatı, modernleşme ve küreselleşme süreciyle çoğu toplulukta anlam kayması yaşamış ya da tamamen yok olmuştur. Batılı misyonerler ve sömürge yöneticileri, geleneksel dövmeleri "pagan" inançlarla ilişkili görerek yasaklamış; bu durum, Magrip bölgelerinde geleneklerin zayıflamasına neden olmuştur.

Afrika’nın dövme sanatı, tarih boyunca bu kıtanın toplumsal yapısında çok yönlü bir ifade biçimi olmuştur. Kuzey Afrika’dan Sahra Altı Afrika’ya, Doğu Afrika’dan Batı Afrika kabilelerine kadar uzanan bu gelenek, bireylerin kimliklerini, toplumsal statülerini ve ruhani inançlarını yansıttığı gibi bazen de büyüsel koruma veya estetik amaçlarla benimsenmiştir. Ancak dünyada küreselleşmenin etkisiyle bu geleneksel uygulamaların pek çoğu ya yok olmaya yüz tutmuş ya da anlam kaymasına uğramıştır. Bununla birlikte, Afrika, “kadim geleneklerin coğrafyası” olarak, geleneksel dövmeleri oldukça geniş alanlarda kullanan bir kültürü hala barındırmaktadır. Küreselleşmenin etkisiyle geleneksel dövmelerin eskiye nazaran yerini modern ve global dövmelere bıraktığı görülse de bunun Afrika’nın her bölgesinde olduğunu söylemek pek mümkün değildir.

Dövmelerin Altına Gizlenmiş Kimlikler

Dövme, insan bedeninde estetik ve anlamın birleştiği bir sanat formu olmasının ötesinde, tarih boyunca pek çok toplum için derin acılar, kimlik mücadeleleri ve ruhsal iyileşme süreçlerini de ifade eden bir araç olmuştur. Her bir desen, sadece bir güzellik unsuru değil, aynı zamanda toplumsal, bireysel ve tarihsel anlamlar taşıyan bir hikâye anlatıcısıdır. Dövmelerin ardında, görünenden çok daha fazlası vardır. Onlar, toplumların kimliklerini, inançlarını ve tarihlerini derinlemesine yansıtan tanıklardır.

Kuzey Afrika’nın Amazigh Dövme Sanatı

Kuzey Afrika’daki Amazigh (Berberi) topluluklarında dövme, çok eski dönemlerden bu yana bir gelenek olarak uygulanmış ve bireylerin hayatındaki önemli geçiş dönemlerini simgelemek için kullanılmıştır. Bugün hala Fas, Tunus, Cezayir ve Libya’daki bazı topluluklar tarafından benimsenen bu uygulama, bireylerin yaşam döngüsüne dair çok katmanlı anlamlar içerir.

  • Yerleşim ve Anlamlar: Çenedeki dikey çizgi nişanlılığı ifade ederken burun ucundaki bir işaret evlilik ya da bir çocuğun ölümünü sembolize edebilir. Ellerde ve kollarda yer alan geometrik desenler genellikle büyüsü koruma ve ruhani güçlerle bağlantılıdır.

Amazigh dövmeleri, kültürel kimlik ve topluluk aidiyetini simgelemekle birlikte bireyin kötü ruhlardan korunmasını da amaçlar. Ancak modernleşme ve İslam’ın etkisiyle bu geleneksel uygulamalar zamanla azalmıştır.

Bazı dövmeler, aynı zamanda bir kızın kadınlığa geçişini simgeler ve genellikle aynı yaşlardaki bir grup kıza aynı anda yapılır. Ayrıca, önemli olayları sembolik olarak anlatmanın yanı sıra kötü ruhlardan korunmak ve güzellik sembolü olarak da işlev görür. El ve vücuda yapılan dövmeler sağlık ve şifa ile ilişkilendirilirken, boyun ve karın bölgesine taşınan bazı desenler doğurganlığı simgeler. Amazigh kadınlarının dövmelerinde güneş, keklik gözü, zincir ve sinek sembolleri gibi bir dizi motif yaygındır. Berber kültüründe keklik zarafet ve güzellikle ilişkilendirilirdi ve gözleri tehlikenin her yerde mevcut olmasını sembolize ederdi. Efsaneye göre, Amazigh kadınları, Fransız askerlerinin yanında, onların cinsel isteklerini engellemek için vücutlarını dövmelerle kaplarlardı. Köklü bir geçmişe sahip olmasına rağmen, artan dindarlık ve Batı modasının yaygınlaşması nedeniyle bu uygulama ortadan kalkıyor. Günümüzde pek çok kadın, bir veya iki hafta içinde kaybolan doğal bir boya olan kına ile saçlarını boyamayı tercih ediyor. Dövme, yalnızca kadınlara özgü bir gelenek olduğu için Amazigh halkı tarafından da kadınlığın sembolü olarak görülüyor.

Doğu Afrika: Mursi Kabilesi

Doğu Afrika’nın Mursi kabilesinde dövme ve vücut modifikasyonları, bireyin kimliğini ve topluluğa aidiyetini ifade eden önemli bir gelenektir. Bu uygulamalar, estetik ve sembolik anlamlar taşır. Özellikle kadınlar, topluluğun güzellik algısını yansıtan ritüellerden geçer. Kadınların bedenlerinde en fazla şekle sahip olanlar, en güzel, en alımlı ve en cazip kadınlar olarak kabul edilir.

Bu dövme ve izlerin yapım süreci de oldukça dikkat çekicidir. Öncelikle sarı akasya ağacının dikenleriyle deriye kesikler atılır. Ardından deri kaldırılıp altına kül doldurulur. Enfeksiyonun neden olduğu şişkinlik, estetik bir görünüm olarak kabul edilir. Bu görünümün kalıcı olması için yara iyileşirken üzerine mangal kömürü basılır. Tüm bu işlemler sırasında kadınların ağlamaması beklenir, çünkü bu süreç yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal dayanıklılığı da simgeler.

Bazı dövmeler ise vücudu çirkinleştirmek amacıyla yapılmıştır. Bu uygulamanın kökeni, istilacı askerlerden ya da köle olarak alınmaktan korunma çabalarına dayanmaktadır. Bu tür dövmeler, bireylerin fiziksel görünümünü manipüle ederek toplumsal bir savunma mekanizması olarak işlev görmüştür.

Batı Afrika: Fulani ve Fang Kabileleri

Fulani kadınları, dudak ve diş etlerine uyguladıkları dövmelerle güzellik ve doğurganlığı simgelerken, Fang kabilesi üyeleri dövmeleri ritüellerde ve grup kimliği oluşturmada kullanır. Jordi Sabater Pi’nin Fang dövmeleri üzerine yaptığı araştırmalar, bu dövmelerin topluluk içindeki özel anlamlarını ve tasarımlarını ayrıntılı bir şekilde ortaya koymuştur.

Modernleşme ve Küreselleşmenin Etkileri

Dövme sanatı, modernleşme ve küreselleşme süreciyle çoğu toplulukta anlam kayması yaşamış ya da tamamen yok olmuştur. Batılı misyonerler ve sömürge yöneticileri, geleneksel dövmeleri “pagan” inançlarla ilişkili görerek yasaklamış; bu durum, Magrip bölgelerinde geleneklerin zayıflamasına neden olmuştur.

Amistad adlı film, Afrikalı kölelerin ABD’ye ve Avrupa’ya gizlice kaçırılmasını ele alan bir yapım olarak, bu sürecin acı gerçeklerini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Filmde köleler, nereden geldiklerini anlatmakta zorlanıyordu çünkü onların dillini bilen biri yoktu ve onlarda yabancıların dilini anlamıyorlardı. Bu durum, dövmelerin yalnızca estetik bir unsur değil, aynı zamanda toplumsal ve bireysel kimlikleri ifade eden bir araç olarak ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Dövmeler, bireyin kimliğini ve köklerini bir harita gibi bedeninde taşımasını sağlıyordu. İnsanlar, hem kölelikten kaçma hem de bir gün kabilelerinden biri köle olarak kaçırılırsa yolunu bulabilmesi için bu işaretleri taşıyor olabilirlerdi. Zira, sömürgeci zihniyet onların sadece bedenlerini değil, kimliklerini ve hafızalarını da silmeye çalışıyordu.

Turizmle birlikte bazı bölgelerde dövmeler yeniden canlanmış, ancak çoğu zaman geleneksel anlamlarından koparılmış ve sadece estetik bir öge olarak benimsenmiştir. Modern toplumlarda dövme, geleneksel topluluk aidiyetini simgelemekten çok bireysel estetik tercihler veya moda akımlarını yansıtmaya başlamıştır. Ancak, küreselleşmenin dayattığı tek tip beden anlayışı, geleneksel dövme tasarımlarının çeşitliliğini azaltmış ve uygulamaların çoğunluğu yok olmaya yüz tutmuştur. Buna rağmen Afrika, “kadim gelenekler coğrafyası” olarak, geleneksel dövmeleri oldukça geniş alanlarda kullanan bir kültürü hala barındırmaktadır.

Dövmeler, kadim Afrika topraklarının kimlik yapısını, acılarını, etnik yapısını ele alan vücutlaşmış hikayelerdir.

Yazan: Semanur AKMAN

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu